I.GİRİŞ

Her geçen gün gelişen teknoloji ile işletmeler ar-ge çalışmalarına önem vermektedirler. Ar-ge çalışmalarının bir çoğu gayri maddi haklar üzerine yapılmakta ve gayri maddi hakların iktisadi değerinin arttığı görülmektedir. 4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölge Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren bir çok işletme teknoloji geliştirme bölgesinde yer alarak ar-ge desteklerinden yararlanmaktadırlar. Değişen gereksinimler ve teknolojinin ilerlemesi ile 4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu bir çok değişikliğe uğramıştır.

Mevzuatta yer alan değişikliklere dikkat edilmemesi durumunda cezai müeyyidelerle karşılaşılacağı gibi bir çok yatırım fırsatından da mahrum kalınacağı çok açıktır. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununa tabi olan işletmeler için önem arz edecek değişikliklere ve dönem sonu işlemlerinde dikkat edilecek unsurlara makalemizde yer vererek açıklamaya çalışacağız.

II. TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİNİN AMACI

Teknolojinin ilerlemesi ile birçok işletme ar-ge ve ür-ge çalışmalarına yatırım yapmakla beraber ülkelerde bu işletmeleri desteklemek amaçlı belli teşvikler ve vergi avantajları sağlamaktadırlar. Türkiye bu işletmeleri desteklemek amacıyla “Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu” nu düzenlemiş ve teknoloji geliştirme bölgelerini oluşturmuştur.

4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu 1.Maddesinde “üniversiteler, araştırma kurum ve kuruluşları ile üretim sektörlerinin işbirliği sağlanarak, ülke sanayisinin uluslararası rekabet edebilir ve ihracata yönelik bir yapıya kavuşturulması maksadıyla teknolojik bilgi üretmek, üründe ve üretim yöntemlerinde yenilik geliştirmek, ürün kalitesini veya standardını yükseltmek, verimliliği artırmak, üretim maliyetlerini düşürmek, teknolojik bilgiyi ticarileştirmek, teknoloji yoğun üretim ve girişimciliği desteklemek, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni ve ileri teknolojilere uyumunu sağlamak…” şeklinde amaç belirlenmiştir.

4691 Sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren Türkiye’nin farklı şehirlerinde Teknoloji Geliştirme Bölgeleri kurulmuş ve onlarca işletme bu bölgelerde yer almıştır. 2001 yılında yürürlüğe giren kanunda günümüze kadar birçok değişiklik yapılmıştır. Yapılan değişiklikler sonucu işletmelerin istisna edilen kazançlarının belirlenmesi ve kanunun amacına yönelik yeni yatırımcılara sermaye desteği sağlamak için bölgede yer alan işletmelerin dönem sonu işlemlerinde de değişiklikler meydana gelmiştir.

III. GAYRİ MADDİ HAKLARDAN ELDE EDİLEN GELİRLERİN İSTİSNA EDİLMESİ KOŞULLARINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

Teknoloji geliştirme bölgelerinde yer alan işletmelerin gayri maddi haklardan elde edeceği kazançlarının (satılması, devri veya kiralanması) istisnadan yararlanması adına 7033 Sayılı Kanunun 64. Maddesi ile tescil ve belgelendirme şartına bağlamaya Bakanlar Kurulu Maliye Bakanlığı ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yetkili kılınmıştır.

Maliye Bakanlığı 16 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Tebliğinde 19/10/2017 tarihinden sonra başlatılacak projeler ile bu tarih öncesi başlatılan projelerden 30/06/2021 tarihinden sonra elde edilen kazançların tescil ve belgelendirme şartı için bazı hadler belirlemiştir. İstisnaya konu olan dönem önceki 5 hesap döneminin ortalaması dikkate alınarak “gayri maddi haklardan elde edilen yıllık brüt gelirleri 30 milyon Türk lirasını ve dahil olduğu şirketler grubunun (herhangi bir gruba dahil değilse kendisinin) yıllık net satış hasılatı toplamı 200 milyon Türk lirasını aşmayan mükelleflerin” gayri maddi haklardan elde edilen kazançları proje bitirme belgesi ile istisnadan yararlandırılır. Anlaşılacağı gibi hadler altında kalan mükelleflerin gayri maddi hakları tescil etme zorunluluğu yoktur. Ayrıca mezkûr tebliğde belirlenen hadlerin “…Avro cinsi döviz alış kurunda yıl içinde gerçekleşen değişim oranı dikkate alınarak Maliye Bakanlığınca, en yakın milyon Türk lirasına yuvarlanarak…” güncelleneceği belirtilmiştir.

Bu durumda Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen hadleri geçen gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri gayri maddi haklarını ilgili makamlara tescil ettirip kazanç istinasından yararlanabileceklerdir.

A.KAZANCIN İSTİSNADAN YARARLANACAK KISMININ TESPİTİ

Maliye Bakanlığının 16 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Tebliğinin ilgili maddesinde istisnadan yararlanacak kısmın hesaplama yöntemi “Gayri maddi hakların satışı, devri veya kiralanmasından kaynaklanan kazançların istisnadan yararlanacak kısmı, bölgede yürütülen her bir projeden elde edilen kazanca, ilgili projeye ilişkin nitelikli harcamaların toplam harcamaya oranı uygulanmak suretiyle hesaplanacaktır.” şeklinde düzenlenmiştir.

Gayri maddi hakların elde edilmesi (üretilmesi) adına katlanılan harcamalar bütünü nitelikli harcama olarak tanımlanmaktadır. Nitelikli harcamalara ilişkili olunan kişiler tarafından sağlanan fayda ve hizmetler hesaplamaya dahil edilmemesi gerekmektedir.

Mezkûr tabliğde yer alan açıklamalara göre nitelikli harcama tutarı toplam harcamayı geçmemek şartıyla yüzde 30 a kadar artım yapılarak uygulanabilmektedir.

Örnek: X A.Ş. 10/02/2018 tarihinden teknoloji geliştirme bölgesinde Ar-Ge projesi başlatmıştır.

Nitelikli Harcama: 2.500.000 TL

Niteliksiz Harcama:1.500.000 TL

X A.Ş. gayri maddi hak için kanunda yer alan tescil şartlarını sağlamış ve gayri maddi satarak 30.000.000 TL kazanç sağlamıştır. Bu durumda istisna edilecek kazanç tutarı aşağıdaki gibi hesaplanacaktır.

Toplam Harcama: 2.500.000 + 1.500.000 = 4.000.000 TL

İstisna Kazanç Oranı: 2.500.000 / 4.000.000 = 0,63 (%63)

Nitelikli Harcama Artırım Sınırı: 4.000.000 TL

Arttırılmış Nitelikli Harcama Tutarı: 2.500.000 x 1,3 = 3.250.000 TL

Arttırılmış İstisna Kazanç Oranı: 3.250.000 / 4.000.000 = 0,81 (% 81)

İstisna Kazanç Tutarı: 30.000.000 x 0,81= 24.300.000 TL

Mükellefin birden fazla projesinde ortak olarak kullandığı dışarıdan sağlanan faydalar olması durumunda sağladığı katkılar nispetinde projelere dağıtılacaktır.

IV.PROJE FİNANSMANI İÇİN YAPILAN SERMAYE DESTEKLERİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

6676 Sayılı Kanunun 15. Maddesi ile 31/12/2028 tarihine kadar teknoloji geliştirme bölgelerinde yer alan işletmelere gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince proje finansmanında kullanılmak üzere yapılan sermaye desteklerinin yüzde 10 u gelir ve kurum kazancı tespitinde öz sermayenin ise yüzde 20 sini aşmamak kaydıyla indirim konusu yapılabilme hakkı tanınmıştır.

Ayrıca 7263 Sayılı Kanunun 8. Maddesi ile yukarıda bahsedilen “proje finansmanı” için yapılan sermaye desteklerinin aktarımdan itibaren en az dört yıl boyunca ilgili işletmelerde kalması zorunluluğu getirilmiştir. Aksi takdirde zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergilerin gecikme faizi ile tahsil edileceği düzenlenmiştir.

Yapılan düzenleme ile proje finansmanında kullanılmak üzere yapılan sermaye desteklerinin muvazaalı işlemlere konu olmasının önüne geçilmeye çalışılmıştır. 4 Yıllık süre gerçek manada sermaye desteklerinin oluşmasında caydırıcı bir süre olarak ön görülmüş ve girişimcilerin desteklenmesi adına sağlıklı bir yol izlenmiştir. Böylelikle 4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu amacına paralel olarak işletmelerde yer alan atıl sermayelerin vergi avantajıyla beraber ülke ekonomisine katkı sağlamasının önü açılmıştır.

V. DÖNEM SONU İŞLEMLERİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

7263 Sayılı Kanunun8 6. Maddesinde dönem sonu işlemleri “1/1/2022 tarihinden itibaren geçici 2 nci madde kapsamında yıllık beyanname üzerinden istisna edilen kazançları tutarı 1.000.000 Türk lirası ve üzerinde olan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından, bu tutarın yüzde ikisi pasifte geçici bir hesaba aktarılır.” Şeklinde belirtilmiştir. Mezkûr maddede yıllık bazda aktarılması gereken tutar yükümlülüğü 20.000.000 TL ile sınırlandırılmıştır.

Her ne kadar 7263 sayılı kanunda örnek olarak verilmese de Tek Düzen Hesap Planı Açıklamaları dikkate alındığında kullanılması gereken pasifte geçici hesabın “549 Özel Fonlar” hesabı olması gerektiğini düşünmekteyiz. 549 Özel Fonlar Hesabının açıklaması “İşletmede bırakılması ve tasarrufu zorunlu yasal fonlar ile diğer maksatlarla ayrılan fonlar bu hesapta izlenir.” şeklindedir. Açıklamada yer alan “tasarrufu zorunlu yasal fonlar” ibaresi kanunun getirdiği yükümlülükleri kastetmektedir. Sonuç olarak bölgede bulunan işletmeler 7263 sayılı kanununun gerekliliklerini yerine getirmekle yükümlüdürler. Bu durumda 549 Nolu Özel Fonlar Hesabının kullanılması uygun olacaktır.

Pasifte ayrılan fonun mezkûr kanun maddesinde hangi amaçla kullanılacağı “geçici hesabın oluştuğu yılın sonuna kadar Türkiye’de yerleşik girişimcilere yatırım yapmak üzere kurulmuş girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması veya girişim sermayesi yatırım ortaklıkları ya da bu Kanun kapsamındaki kuluçka merkezlerinde faaliyette bulunan diğer girişimcilere sermaye olarak konulması şarttır.” şeklinde açıklanmıştır. Bu durumda teknoloji geliştirme bölgelerinde yer alan işletmeler pasifte ayırdıkları fonu yukarıda belirtilen şekilde kullanmaları gerekmektedir. Aksi takdirde ise cezai müeyyide “yıllık beyanname üzerinden istisna edilen kazançlar tutarının yüzde yirmisi, ilgili yılda yararlanılan gelir ve kurumlar vergisi istisnasına konu edilemez. Bu tutar nedeniyle zamanında alınmayan vergiler vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın tarh edilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Geçici pasif hesapta bulunan tutarlar ile girişim sermayesi yatırım fonu satın alınması durumunda “240 Bağlı Menkul Kıymetler” hesabını kullanılması gerektiğini düşünmekteyiz. İlgili tutarının kanunda geçen işletmelere sermaye olarak konulması durumunda ise kanuni oranlar11 dikkate alınarak “242 İştirakler” ya da “245 Bağlı Ortaklıklar” hesabın kullanılması uygun olacaktır.

VI.SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununda yapılan değişikliklerin kanunun amacının güçlenmesine yönelik olduğu çok açıktır. Öte yandan yapılan değişiklikler ile yürürlüğe giren vergi avantajları sayesinde girişimcilerin sermaye bulması kolaylaşacaktır.

Ayrıca kanunun güncel hali ele alındığında cezai müeyyidelerin de yer aldığı görülmektedir. Bu değişikliklerin etkisiyle vergi mevzuatında yapılan güncellemelerin amacı ise vergi avantajlarından doğru işletmelerin yararlanmasıdır.

Özetle teknoloji geliştirme bölgelerinde yer alan işletmeler ar-ge projeleri adına çok önemli vergi avantajlarına sahiptirler. Güncel mevzuat ile gayri maddi hak içeren ar-ge projelerinin ilgili bakanlıklar tarafından tescil zorunluluğuna bağlanmasının kontrol edilebilirliği arttıracağı düşünmekteyiz.

*Bu makale SMMM Mete YİĞİTLER tarafından kaleme alınmış olup, 2021/11 dönemi Yaklaşım Dergisinde yayınlanmıştır.Tüm hakları saklı olup, izinsiz kullanılamaz